EDİRNE MERKEZ HASTANESİ
VEYSİ AKIN
Sağlık verileri incelendiğinde savaş yıllarında salgın hastalıkların daha yaygın olduğu görülür. Savaş şartlarında halkın besin kaynaklarına yeterince ulaşamaması gerekli hijyen koşullarından uzak olması ve sağlık kuruluşları tarafından hizmetlerinin düzenli bir şekilde verilememesi bu duruma yol açan başlıca sebepler olarak gösterilebilir. Nitekim bu hususu yakın tarihimizde yaşanan Birinci Dünya Savaşı sağlık verileri çarpıcı bir şekilde teyit eder. Bu dönemde yaklaşık 8.000.000 askerin savaş yaralanmalarından vefat etmesine karşın, 3.000.000 civarında asker de çeşitli hastalıklardan kaybedilmiştir. Osmanlı Devleti de son elli yılında çok sayıda savaşa katılmış, cephede ve cephe gerisinde salgın hastalıklarla mücadele etmiştir. Kırım Savaşı’nda salgın hastalıklardan ölenlerin sayısı takriben 85.000 olarak kayıtlara geçerken, 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı için bu rakam 40.000 olarak verilmektedir. Balkan Savaşı döneminde de salgın hastalıklardan çok sayıda kayıp verilmiştir. Başta kolera, çiçek, dizanteri ve frengi gibi bulaşıcı hastalıklar savaş sırasında ve sonrasında askerler ve siviller arasında ölümlere yol açmıştır. Sadece 1912 yılında koleraya yakalanan asker sayısı 30 binden fazladır ve bu miktarın yaklaşık üçte biri tedavi olamadan vefat etmiştir. Bu ölümlerden ders çıkaran yöneticiler, Birinci Dünya Savaşı evvelinde sağlık hizmetlerinde yeni düzenlemeler yapmışlar, savaş dönemi kayıplarını azaltmak maksadıyla askerlere hizmet edecek hastane sayılarını artırmışlar ve seferberlik emriyle 20-45 yaşlarındaki sivil hekim, eczacı ve diş hekimlerini ordu emrine almışlardır. Ancak alınan tedbirlere rağmen dönemin hastane kayıtlarına göre ordunun salgın hastalıklardan kayıpları 388.000 civarındadır. Diğer cephelere göre, Çanakkale Cephesi’nde verilen sağlık hizmetlerinin biraz daha iyi olduğunu söylemek mümkündür. Cephenin İstanbul’a ulaşım kolaylığı, bölgedeki diğer hastanelerin sayıca çokluğu ve savaş alanına yakınlığı, bu cepheye yönelik sağlık hizmetlerinin daha verimli sunulmasını sağlamıştır. Çanakkale Savaşları’nın gerçekleştiği 5’inci Ordu Kumandanlığının sağlık hizmetleri, öncelikli olarak Gelibolu Yarımadası’ndaki sahra hastanelerinde ve Çanakkale’deki hastanelerde verilmiştir. Buralardaki hizmetler yeterli gelmediği zaman yaralı ve hastalar sırasıyla İstanbul, Balıkesir, Bursa ve Trakya’daki hastanelere sevk edilmişlerdir. Çanakkale Savaşları’nın esnasında bölgeye yönelik hizmet veren hastanelerden biri de Edirne Merkez Hastanesi’dir.
Edirne Merkez Hastanesi, Sultan II. Abdülhamid döneminde Müşir Veysel Paşa tarafından inşa ettirilmiştir. Şehrin kuzeybatısında Sarayakpınar köyü yolu üzerinde Kemerler adı verilen mevkidedir. Çevresinde askeri kışlalar mevcuttur. 1887 yılında başlatılan bina inşaatı iki yıl sürmüş ve 1889’da tamamlanmıştır. Giriş kapısına Seraskeri Mektupçusu Muhtar Efendi tarafından inşa tarihi düşürülmek maksadıyla bir de kitabe konulmuştur. İki katlı olarak inşa edilen yapı, dikdörtgen planlıdır. 120 metre genişliğinde ve 160 metre uzunluğunda olup ortasında bir avlusu bulunmaktadır. Avlunun etrafı hasta odaları ve diğer çalışma ofisleriyle çevrilidir. Barış zamanı 800, savaş zamanı da 1200 hasta yatak kapasiteli hastanede 24 büyük koğuş, kabul salonu, memurlar ve doktorlar için çalışma ofisleri, ameliyathane, eczane ve bir de tecrit-hane bulunmaktadır. Hastane avlusunda bir cami ve bir de hamam inşa edilmiştir. Daha sonraki yıllarda bir de çeşme ilave edilmiştir.
Hastane Vali Erzincanlı Hacı İzzet Paşa, askeri ve mülki erkânın katılımları ile 28 Kasım 1899 Perşembe günü hizmete açılmıştır. Kurbanlar kesilerek hizmete giren binanın açılış törenine süvari ve piyade alayları hazır bulunduğu gibi kalabalık bir halk topluluğu da katılmıştır. Aynı gün diğer hastanelerde bulunan hastalar arabalarla buraya taşınarak koğuşlara yerleştirilmişlerdir. Açılış gününe atfen Vali Hacı İzzet Bey’in düşürdüğü tarih şöyledir:
“Şu beytin mühmelinden yazdı İzzet bendesi tarih
Ki nakş olunsun bu vâla me’ser-i Abdülhamid Hân’a
Şifa vü sıhhat ile hep giren bîmar ola dilşâd
Yapıldı hastahâne asker-i Abdülhamid Hân’a”
Kuruluş döneminde hastanenin baştabipliğini Miralay İbrahim Bey yürütmüştür. Hastane, görkemli bir binada hizmete başlamış olmakla beraber, teçhizat ve donanım bakımından Avrupa ülkelerindeki sağlık kuruluşlarıyla kıyas götürmeyecek kadar zayıftır. Balkan Harbi öncesinde burada hizmet veren doktorların gayretleriyle satın alınan malzeme ve teçhizat sayesinde belirli bir seviye getirilebilmiştir. Özellikle Baştabip Aziz Bey, Dr. Rıfat Osman (Tosyavizade) ve Dr. Ahmet Refik Beylerin çabaları ile kısa sürede gelişimini tamamlayan hastane, modern bir sağlık kuruluşu haline getirilmiştir. Röntgen dairesi Tosyavizade Dr. Rıfat Osman Bey, laboratuvarları da Edirneli Tabip Binbaşı Ahmet Refik Bey tarafından 1907 yılında kurulmuş olup, dönemin ihtiyaçlarına göre modern denebilecek şekilde donatılmıştır. Ayrıca son sistem makinalarla donanmış bir etüv merkezi ve bir de çamaşırhane kurulmuştur. Birinci Dünya Savaşı evvelinde hastane baştabipliğine röntgen mütehassısı Binbaşı Tosyavizade Dr. Rıfat Osman atanmıştır. Onun bu göreve getirilmesinde Balkan Harbi Edirne muhasarası sırasında mahsur kalan ordumuza verdiği hizmetlerin büyük etkisi olduğu bilinmektedir. Aynı dönemde salgın hastalıklarla mücadele etmek üzere Dr. Abdülkadir (Noyan) ve Gülhane Askeri Hastanesi bakteriyoloji asistanlarından Tokatlı Hamdi Beyler buraya tayin olunmuşlardır. Savaş dönemi yatak kapasitesi 1.200 kişiye ulaşan hastane, Birinci Dünya Savaşı sırasında özellikle Çanakkale Cephesinden gelen yaralı ve hastalara hizmet vermiştir. Çanakkale Savaşları’nın son döneminde Anafartalar Gurup Komutanlığının lağvedilmesi üzerine 16’ncı Kolordu Komutanı olarak Edirne’ye tayin olunan Albay Mustafa Kemal (27 Kasım 1915-2 Mart 1916), bu görevi esnasında hastaneye gelerek yaralı askerlerin durumları hakkında Baştabip Dr. Rıfat Osman Bey’den bilgi almıştır.
1920-1922 yılları arasında Yunan işgali döneminde bu bina yine hastane olarak kullanılmışsa da Edirne’nin kurtuluşu sonrasında Lozan Antlaşması hükümlerince bölgenin askersizleştirilmesi üzerine, burada bir askeri hastaneye ihtiyaç kalmadığından personeli ve eşyaları bölgedeki diğer hastanelere nakledilmiştir. Bir süre metruk kalan bina, İkinci Dünya Savaşı öncesi muhtemel harp tehlikesi ile tamir edilerek bir kez daha hastaneye çevrilmişse de kullanıma açılamamış ve savaş sonrası askeri hastane olmaktan çıkarılmıştır. İnşa edildiği günden itibaren hastane olarak hizmet etmiş olan bina, Askeri hastanenin Edirne’den taşınması sonrasında kısa bir süre Jandarma Okulu olarak kullanılmış ve daha sonra ise kaderine terk edilmiştir. 1980’li yıllara kadar hastane binasının önemli bir kısmı ayakta kalmayı başarabilmişse de günümüze sadece yıkılmaya yüz tutmuş bir duvar parçası mevcuttur. Bina Edirne Valiliğinin teşebbüsleri ile Milli Saraylar Başkanlığının korumasına alınmış ve restorasyon beklemektedir.
Edirne Merkez Hastanesi’nde tedavileri esnasında vefat eden Çanakkale Savaşı muhariplerinin kimlikleri ve defin yerleri Askeri Tarih Arşivleri belgelerine göre tespit edilmiş bulunmaktadır. Şehitliğe defnedilen Çanakkale Savaşı muhariplerinin sayısı 4.670’tir. Hastanede vefat edenlerin, ölüm sebeplerine bakıldığında Birinci Dünya Savaşı döneminde burada hangi sağlık hizmetlerinin verildiğini kolayca anlamak mümkündür. Askerlerin önemli bir kısmının (1.280 kişi) vefat ediş sebebi olarak genel bir tanımlama ile “hastalık” yazılmış, ancak hastalığın adı belirtilmemiştir. Bununla beraber hastalıkları belirtilenler de vardır. Bunların vefat sebepleri arasında Dizanteri, Humma, Dönek Ateş, Tifüs, çeşitli iltihaplanma ve kanamaların dikkat çektiği görülmektedir. Salgın hastalıklardan ölenlerin sayılarına bakıldığında humma-i racia (330 kişi), tifo (65 kişi), ishal (46 kişi) gibi hastalıkların başı çektiği görülür. Ayrıca savaş esnasında yaralanmalara bağlı iyileşmeyen kangren vakaları ve ağır yaralanmalar dolayısıyla şehit olarak hastaneye ulaştırılmış olanların sayıları (214 kişi) da az değildir. Olumsuz hava şartlarına bağlı olarak donarak ölenler (17 kişi), akciğer hastalıklarına yakalananlar (289 kişi), zatürree sebebi ile tedavileri esnasında vefat edenler (326 kişi) de bulunmaktadır. Yeterli beslenememe sebebiyle zafiyetten ölenlerin sayısı 295 kişi olarak kayıtlara geçmiştir.
Hastanede vefat eden 4.670 kişinin 4.583’ü Müslüman, 177’si de Gayrimüslim askerlerdendir. Gayrimüslimlerin askerlerin genellikle amele taburu, inşaat müfrezesi, depo taburu ve ziraat müfrezesi gibi cephe gerisi hizmet birliklerinde görev yaptıkları anlaşılmaktadır. Bunlardan sadece 4’ü yaralanma neticesi, geri kalanı ise hastalık veya donma gibi benzer sebeplerle hastanede tedaviye alınmışlardır. Vefat edenler arasında az sayıda da olsa askeri memur (1 kişi), astsubay (6 kişi) ve subaylar (10 kişi) da mevcuttur. Erbaş 97 kişi ve erlerin sayısı da 4.494 olarak tespit edilmiştir. Er rütbesi ile kayıtlara geçenlerin 27’si askeri okul öğrencisidir ve içlerinde yaşları bir hayli küçük olanlar mevcuttur.
Tablo 1: Vefat Edenlerin Rütbelere Göre Dağılımı
| Subay | Yüzbaşı | 3 |
| Üsteğmen | 2 | |
| Teğmen | 2 | |
| Asteğmen | 3 | |
| Astsubay | Başçavuş | 6 |
| Er-Erbaş | Çavuş | 37 |
| Onbaşı | 60 | |
| Er | 4.494 | |
| Askeri Memur | 1 | |
| Tespit edilemeyen | 62 | |
| Toplam | 4.670 | |
Şehitlerin 4.241’i ülkemizin bugünkü sınırlarından olup, az veya çok her vilayetten Mehmetçiğimiz mevcuttur. Memleketlere göre dağılımda en çok vefat ederek şehit olanlar Aydın (329), Denizli (308), Edirne (284), Manisa (265), İzmir (247), Antalya (188), Bursa (177), Balıkesir (165), Muğla (153), Konya (150), Ankara (148), İstanbul (147), Isparta (139) ve Tekirdağ (114) şeklinde sıralanabilir. 429 Mehmetçiğimiz ise bugün ülke sınırlarımıza dâhil olmayan Türk ve İslam dünyası topraklarına aittir. Hastanede vefat eden Mehmetçikler, hastane karşısında yer alan bir kabristanlığa defnedilmişlerdir. Burası 2015 yılında tamamlanan proje ile Edirne Şehit Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Türk Şehitlikleri İmar Vakfı ve Edirne Belediye’sinin katkıları sonucu “Edirne Merkez Asker Hastanesi Şehitliği” olarak düzenlenmiştir. 64 dönüm arazi üzerinde hazırlanan Şehitlik abide alanı 1.071 m2’dir. Girişte yer alan taç kapının her iki tarafına birer Mehmetçik heykeli ve içeriye ise askeri hastaneyi temsilen “H” biçiminde bir dikit konulmuştur. Abide alanını çevreleyen duvarlara burada defnedilmiş olan 5.005 şehidin adları yazılmıştır.
Çanakkale Savaşları özellikle Trablusgarp ve Balkan Savaşı yenilgilerinden sonra bu savaşa katılan şehit ve gazilerimiz tarafından kazanılan önemli bir zafer olarak Türk ve Dünya tarihindeki yerini almıştır. Bununla beraber Çanakkale Savaşları’nın şehit sayıları yaralı ve hastaların sevk edildikleri hastanelerdeki vefatları dolayısıyla kesinlik kazanmış değildir. Muharebelerdeki şehit, yaralı, esir, kayıp ve hastalanarak ölenlerin de dâhil edildiği genel kayıp sayımız. Genelkurmay Başkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı’nın tespitlerine ilave olarak, illere dair “Vefâyâta Mahsus Vukuat Defterleri” ve muharebeler esnasında hastanelere kaldırılarak vefat etmiş olanların kayıtlarını içeren defterlerin de incelenmesi ve birbirleri ile karşılaştırılması neticesinde daha doğru bir şekilde ortaya konulacaktır.
Kaynakça
Akın, Veysi. Çanakkale Savası Esnasında Edirne merkez Asker Hastanesi’nde Vefat Eden Asker Askeri Talebe ve Memurlar. 100. Yılında Çanakkale Savaşları Uluslararası Kongresi. Ankara: Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, 2017; 877-906.
Aydın, Erdem. “19. Yüzyılda Osmanlı Sağlık Teşkilatlanması”. OTAM (Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi). 2004, Sayı: 15; 185-207.
Demircan, Esra Nur. “Edirne Merkez Hastanesi”. Geçmişten Günümüze Edirne.
Erdemir, Lokman. “Çanakkale Savaşı Sırasında İstanbul Hastanelerinde İlk Sağlık Hizmetleri ve Şehitlerin Defni”. Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi. 2012, Sayı: 17/1; 51-73.
Esenkaya, Ahmet. “Çanakkale Muharebelerinde Cephede ve Cephe Dışında Sağlık Hizmetleri”. Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı. 2011, Sayı:10-11: 25-70.
Esenkaya, Ahmet-Ceyhan Koç. “Çanakkale Muharebelerinde Hastaneler”. Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı. 2005, Sayı: 3; 24-57.
Gökçe Nilüfer ve Esin Karlıkaya. “Edirne Merkez Asker Hastanesi”. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi. 2001, Sayı: 18; 143-148.
Hürriyet. 18 Mart 2006. Sefa Kaplan. “Gayrimüslim Şehitlerimiz”.
Macar, Oya Dağlar. Balkan Savaşları’nda Salgın Hastalıklar ve Sağlık Hizmetleri. İstanbul: Libra Yayınları, t.y.
Milliyet. 1 Mart 2005. Mehmet Gündem. “İmparatorluğun Öteki Çocukları Gayrimüslim Vatan Şehitleri-1”.
Özbay, Kemal. Türk Asker Hekimliği Tarihi ve Asker Hastaneleri. C.I, İstanbul: Yörük Basımevi, 1976.
Özdemir, Hikmet. Salgın Hastalıklardan Ölümler. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 2010.
Sabah. 12 Ocak 2010.
Saygılı, Hasip. “Birinci Dünya Harbi’nde Rumeli’den Osmanlı Osmanlı Ordusuna Müslüman Gönüllü Katılımları”. Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi. 2013, Sayı: 18; 232-255.
Şehitlerimiz. C.I-V. Ankara: Millî Savunma Bakanlığı Yayınları, 1998.
Tosyavizade, Rıfat Osman. Edirne Rehnüması. Haz. Ratip Kazancıgil. Edirne: Türk Kütüphaneciler Derneği Edirne Şubesi Yayınları, 1994.
Tural, Erkan. “Vilayet İdare-i Sıhhiye Nizamnamesi”. Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi. 2006, Sayı: 15/1; 61-65.
Ünkazan, Servet. Edirne ve Çevresinde Osmanlı Dönemi Askeri Mimari. İstanbul: Edirne Valiliği Kültür Yayınları, 2013.
Yıldırım, Nuran. “Tanzimat’tan Cumhuriyete Koruyucu Sağlık Uygulamaları”. Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Türkiye Ansiklopedisi, İstanbul: İletişim Yayınları, 1985.V, 1328-1338.
Atıf
Akın, Veysi. “Edirne Merkez Hastanesi”, Çanakkale Savaşları Ansiklopedisi, Ed. Murat Karataş, İstanbul, Çanakkale Savaşları Enstitüsü Yayınları (ISBN: 978-605-80897-7-8-), 2025.
Veysi Akın, “Edirne Merkez Hastanesi”, Çanakkale Savaşları Ansiklopedisi, Ed. Murat Karataş, İstanbul, Çanakkale Savaşları Enstitüsü Yayınları (ISBN: 978-605-80897-7-8-), 2025.
