BİRİNCİ KİRTE MUHAREBESİ
Buğra TERZİ
Birinci Kirte Muharebesi öncesi yaşanan üç günlük muharebenin İtilaf Kuvvetleri adına bilançosu oldukça çarpıcıydı. Bu üç günlük muharebelerde elde bulunan üç tugayın ikisinin emir subayı ve dokuz tabur komutanı ölmüş ve en büyük darbeyi yiyen 86’ncı Tugayın 4’üncü Taburunda yalnızca dört subay görevinin başında bulunuyordu. Hücum hattında bulunan birliklerin genel mevcutlarının ise neredeyse üçte biri ilk üç günde kaybedilmişti. Yapılması planlanan hücum, İtilaf Kuvvetleri açısından taktik ve stratejik olarak oldukça kritikti. İngilizler, böyle kritik bir harekâtın ana güç unsurunun Fransızlardan oluşmasına izin vermeyerek harekâtın esas gücünü kendi seçkin birliklerinden kalanlarla teşkil ettiler. Fransız birlikleri ise hücum hattının doğu kanadına yerleştirilerek İngilizlerin batı yönünden çark hareketiyle savunma hattını süpürmesini destekleyecekti.
27 Nisan gecesi, yani İtilaf Kuvvetleri’nin büyük çaplı ileri harekâta hazırlandığı ve birliklerinin savunmasız durumda olduğu gece, cephede adeta bir kırılma anı yaşandı. 9’uncu Tümen birlikleri, 27 Nisan gecesi bir süngü hücumu planlamıştı. Bu süngü hücumu ile İtilaf Kuvvetleri’nin tekrar kıyı şeridine atılması hedeflenmişti. Ancak geri çekilme esnasında dağılan birliklerin hazırlanmasının gecikmesi ve ileri karakollardan alınan istihbarata göre İngiliz birliklerinin ilerlemesi, bu gece hücumunun rafa kaldırılmasına sebep olmuştu. Bunun üzerine Osmanlı savunması, Harabkilise-Domuzdere hattında tahkimat işleriyle uğraşarak ilerlemekte olduğu istihbaratı alınan İngiliz birliklerini karşılamak için savunma pozisyonuna geçmişti. 9’uncu Tümen Komutanı Albay Halil Sami Bey, yaklaşan hücuma karşı ön hat birliklerinden her yarım saatte bir rapor isteyerek duruma hakim olmak istemişti. Savunma durumuna geçen Türk birlikleri böylece tarihi bir fırsatı kaçırmıştı.
28 Nisan sabahı beklenildiği gibi İngiliz ve Fransız birlikleri ilerlemeye başladı. Türk savunma hattında; Seddülbahir-Kirte bölümünde 7’nci Tümen’e bağlı 19’uncu Alay, bu alayın sağ kanadında yine 7’nci Tümen bağlısı 20’nci Alay, Kerevizdere istikametindeki tepecikte Bursa Seyyar Jandarma Taburu, Kirte Köyü’nün güneyinde bulunan sırtta 5’inci Tümen bağlısı 15’inci Alay, 9’uncu Tümen bağlısı 26’ncı Alay’ın iki taburu deniz ile Kirte yolu arasında 20’nci Alay mevzilerinin sol kanadında ve 25’inci Alay da 26’ncı Alay bağlıları ile savunmanın merkez kısmında konuşlanmıştı.
9’uncu Tümen birliklerinin savunmanın merkez kısmını oluşturması esasen çok da doğru bir karar değildi. Çünkü geri çekilme esnasında 25 ve 26’ncı Alay askerleri birbirlerine karışmıştı. Bu durum sevk ve idareyi de zorlaştırıyordu. Özellikle 26’ncı Alay’ın 4’üncü Taburu, Kumtepe-Sarıtepe mevkiinde bulunduğundan bu alayın sevk ve idaresi tamamen tabur komutanına terkedilmişti. Esas savunma hattı oldukça uzun tutulmuş ve bu savunma hattında biri 25’inci Alay’a ve diğeri 19’uncu Alay’a ait sadece iki makineli tüfek mevcuttu. Savunma hattının ihtiyatı da Yassıtepe eteklerine konuşlandırılmıştı.
Osmanlı kurmayları için bu savunma hattı kâğıt üzerinde oldukça kusursuzdu. Ancak 19’uncu Alay birlikleri, cepheye yaklaşma yolunu karıştırmıştı. Bu durum birliklerin savunma hattına üç saat kadar geç girmesine sebep olacaktı. 19’uncu Alay birlikleri oldukça yorgun ve dağınık bir şekilde savunma hattındaki yerini almış olacaktı. Türk savunmasının topçu desteği de 24 namluluk bir kuvvetten teşkil edildi. Buna karşılık İngiliz ve Fransızlar da kısa zamanda kıyı hattına çıkarabildikleri 20 namluyu aşkın bir topçu desteğini arkalarında barındırıyordu. Top sistemleri olarak İngiliz ve Fransızların topçu desteği Türk topçusuna üstün gelecek nitelikteydi. Bu top desteğine ek olarak donanma topçusu da üç yönden Türk savunma hattına etkili atış yapabilecek menzilde konumlanmıştı. Türk savunma hattında konuşlandırılmış iki makineli tüfeğe karşılık hücum kıtaatında 17 adet ağır makineli tüfek mevcuttu. Kaldı ki geri çekilmenin üzerinden çok kısa bir süre geçmesinden dolayı bu savunma hattındaki tahkimat yeteri kadar iyileştirilememişti. Çoğu teçhizat ve birlik olması gerektiği gibi örtülememişti. Muharebeye saatler kala savunma hattında tahkimat işleri devam etmek zorunda kaldı Bir baskın tehlikesini bertaraf etmek adına savunma hattının yaklaşık bir kilometre güneyine iki adet ileri karakol tesis edildi. Bu ileri karakolların görevi, İngiliz ve Fransızları mümkün olduğunca yavaşlatmak ve esas savunma hattını hücum için uyarmaktı.
İngiliz ve Fransızların ilk ileri hareketi, 26’ncı Alay 2’nci Tabur kumandan vekili Yüzbaşı Mehmed Hüsnî tarafından sabah saat 05.40’ta bildirildi. İtilaf Kuvvetlerinin hücum kaideleri göz önünde bulundurulduğunda bunun bir keşif kolu olduğu anlaşılmıştı. İleri karakollardan gelen raporlar, bu saatten sonra sıklaşmış ve İngiliz-Fransız taarruz kuvvetinin ileri hareketinin başladığı anlaşıldı. Esas savunma hattındaki ilk taarruz raporu, 25’inci Alay kuvvetleri tarafından 06.45’te bildirilmiş ve ilk iş olarak 25’inci Alay 1’inci Tabur Kumandanı Adil Bey, 26’ncı Alay 2’nci Tabur askerlerini de komutasına alarak İngiliz ve Fransızlara karşı hücuma geçmişti. Bu hücum başta oldukça etkiliydi ve hücum hattında bir gedik açılmasına sebep oldu. Taarruz hattını yaran birlikler, ileri hareketlerinin sonucu yoğun yan ateş altında kalarak büyük zayiat verdi. Bunun üzerine Türk taarruz kıtaatından kalanlar geri çekilmek durumunda kaldı.
Saat 08.00’e geldiğinde yoğun bir donanma bombardımanı başlamıştı. Bu bombardıman en çok, Türk savunma hattının sağ ve sol kanat birliklerine tesir etmişti. İngiliz ve Fransız hücumunun esas kuvvetlerinin akın akın ilerlemesi sonucu ileri karakolda bulunan birlikler ise geri çekilmek durumunda kalmıştı. Bu geri çekilme hareketi yoğun donanma bombardımanı altında gerçekleşmişti. İleri karakoldan gelen askerler, dağınık ve başıboş şekilde kendilerini esas savunma hattına atmıştı. Yaklaşık bir saat kadar süren donanma bombardımanından sonra iki taraf birlikleri sıcak çatışmaya girmişti. İngilizlerin 87’nci Tugayı bütün kuvvetiyle 20’nci Alay cephesine hücum etti. İngilizler bu hücumun tüm savunma hattını dağıtacağını düşünmüşse de 20’nci Alay birlikleri sert bir mukavemetle bu hücumu durdurmayı başardı. Böylece ilk hücum dalgası geriye atılabildi. Daha sonra İngiliz 88’inci Tugay merkezde konuşlu bulunan 26’ncı Alay cephesine hücum etti. Buradaki hücum oldukça şiddetli olmuş ve muharebe göğüs göğse bir çarpışma mahiyetine dönüşmüştü.
İki taraf birliklerinin bütünüyle çarpışmaya başlaması saat 09.00’u bulmuştu. 88’inci Tugay’ın hücumu bir önceki hücuma nazaran daha etkiliydi. Yorgun ve eksik 26’ncı Alay birlikleri ağır kayıplar vermiş ve savunma hattında dalgalanmalar başlamıştı. Merkez cephe gerisinde bulunan ihtiyat birlikleri ivedi bir şekilde bu bölgede muharebeye sokuldu. İhtiyat birliklerinden elde yalnızca 26’ncı Alay’ın 3’üncü Taburu kalmıştı ki 3’üncü Tabur, 25 Nisan’daki taarruzun en büyük şiddetini göğüslediği için oldukça yorgun ve eksikti. İhtiyat birlikleri, merkez cepheden hatta girerken oldukça nizamdan uzak ve münferit bir şekilde hareket etmişti. Bu durum hem kayıpları arttırdı hem de sevk ve idareyi tamamen bozdu.
Saat 10.00’a gelindiğinde İngilizlerin ikinci dalga taarruzu kırılmış ve geri atılmıştı. Bu sırada İngilizlerin esas darbe vurmak istediği 20’nci Alay cephesinde muharebe devam ediyordu. İngilizler defalarca geri atılmasına rağmen taarruz, inatçı bir şekilde bu cephede tekrarlanıyordu. Bu inatçı taarruza karşılık, 20’nci Alay birlikleri savunma hattından bir adım geri atmamış ve her defasında İngilizleri püskürtmeyi başarmıştı. 20’nci Alay’ın mukavemeti cephenin batı kanadını sağlama almışsa da doğu kanadında işler tam tersi şekilde gelişiyordu. Saat 10.00’a kadar batı ve merkez hatta yapılan taarruzların sonuçsuz kalmasıyla birlikte İngilizler, taarruz planını değiştirerek hücumlarını Türk savunma hattının doğu kanadına yoğunlaştırmıştı. Özellikle doğu kanadının iç kısmında bulunan ve bir önceki taarruzda hırpalanan 26’ncı Alay’ın bulunduğu cephede Türk tarafının zayiatı artmaya başlamıştı. İngilizlerin son hücumunda savunma hattının yarılması tehlikesi ortaya çıktı. Esasen 19’uncu Alay’ın mevziisi olan bu kısım, 19’uncu Alay’ın cepheye yaklaşmada yaşadığı problem sonucu istenildiği gibi takviye edilememişti. 19’uncu Alay birlikleri, yoğun bombardıman altında savunma hattının doğu kanadına hala beş kilometre mesafede çakılı kalmıştı. Doğu kanadında yaşanan muharebeler gittikçe şiddetlenmiş ve savunma hattının durumu kritik duruma geldi.
Saat 12.00’de ağırlaşan muharebe şartları ve cephane eksikliği sebebiyle 25 ve 26’ncı Alay birlikleri avcı siperlerini terk etmek durumunda kalmıştı. Doğu kanadının en dış kısmında konuşlu bulunan Beyoğlu Jandarma Taburunun, emir almaksızın geriye çekilmesi ise tam bir felakete yol açacaktı. Doğu kanadının en dış kısmının boşalmasını fırsat bilen İngiliz ve Fransız birlikleri, Bursa Jandarma Taburunu kuşattı. Domuzdere istikametinden İngiliz ve Fransız birlikleri cephenin gerisine doğru sarkma hareketine başladı. Tam bu noktada cephedeki en rütbeli komutan olan 25’inci Alay komutanı Yarbay İrfan Bey, inisiyatif alarak tüm cephe için geri çekilme emri verdi. Bu emir cephede şaşkınlığa sebep olmuştu. Yarbay İrfan Bey, alayını bırakarak geri çekilmiş ve bağlı birlikleri de dağınık bir şekilde savunma hattından çıkmaya başlamıştı. Savunma hattındaki diğer alay komutanları arasında yaşanan bir dizi muhabere, üst komutanlıktan böyle bir emrin gelmediği ve her ne olursa olsun savunma hattından çıkılmayacağı kanaatini oluşturdu.
Bunun üzerine 26’ncı Alay 3’üncü Tabur Komutanı Binbaşı Sabri Bey, 25 Nisan günü göstermiş olduğu kahramanlık ve fedakarlığa ek olarak I. Kirte Muharebesi’nin dönüm noktası diyebileceğimiz bir anda inisiyatif alarak 25’inci Alay’ın geri çekilmekte olan askerlerini himaye ederek tekrar savunma hattına soktu. Mahmut Sabri Bey, 25’inci Alay askerlerini ve ihtiyatta bulunan az sayıda askeri toparlayarak yeni bir savunma hattı teşkil etti. Savunma hattı teşkil edildikten sonra savunma hattında bulunan komutanların inisiyatifiyle genel bir taarruz planlandı.
Türk karşı taarruzu, İngiliz ve Fransızların hiç beklemediği bir durumdu. Bu karşı taarruz karşısında afallayan Fransız birlikleri, kolaylıkla çözülmüş ve geri çekilmişti. Binbaşı Mahmut Sabri Bey’in alay komutanlığına gönderdiği raporda, alay karargahıyla irtibat bulunmasına rağmen alay karargahından hiçbir emir gelmediğini ve böyle bir harekâtın emir almaksızın bir hiç uğruna yapıldığını belirtmişti. Bu rapor oldukça çarpıcıydı. Böylesine kritik bir muharebede alay karargahının tüm komutayı tabur komutanlarına bırakması kabul edilemez bir durumdu. Bu sırada 19’uncu Alay birlikleri cepheye ancak yetişebilmiş ve onların muharebeye girmesiyle I. Kirte Muharebesi zaferi kesinleşti. Yaşanan zayiat sebebiyle Türk savunma hattında bulunan birlikler geri çekilmekte olan İngiliz ve Fransız birliklerine takip taarruzunda bulunamamıştı. I. Kirte Muharebesi, Türkler tarafından mutlak bir zaferdi. Ancak İngiliz ve Fransızlar ile birlikte bu muharebenin bir kaybedeni daha vardı. 25’inci Alay Komutanı Yarbay İrfan Bey kendi inisiyatifiyle bütün cephedeki birliklere geri çekilme emri vererek tüm hattı ve hatta belki de tüm Çanakkale cephesini tehlikeye atmıştı. Bunun üzerine tümenden bir emir çıkarılarak “nerede bulunur ise derdestiyle fırkaya getirilsin” emriyle yakalanması istenmişti. Yarbay İrfan Bey bu hareketi ile 25’inci Alay Komutanlığından alındı ve 30 Nisan 1915’te Akbaş, Maydos, Kilya ve Bigalı İskeleleri Sevkiyat ve İaşe Komisyonları Başkanlığı’na atandı.
Kaynakça
ATASE Arşivi, BDH, 26’ncı Alay Harp Cerideleri.
Baştepe, Hamdi. 26. Piyade Alayı Tarihçesi, [y.y.] 1937.
Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale Cephesi (25 Nisan 1915- 04 Haziran 1915). C.V, K.II, Ankara: Genelkurmay Personel Başkanlığı Askerî Tarih ve Stratejik Etüt Daire Başkanlığı Yayınları, 2012.
Oglander, Aspinall. Büyük Harbin Tarihi Çanakkale Gelibolu Askeri Harekatı. C.I, İstanbul: Arma Yayınları, 2005.
Terzi, Buğra. “Çanakkale Kara Muharebeleri’nde 26. Alay’ın Rolü.” (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Çanakkale 2019.
Atıf
Terzi, Buğra. “Birinci Kirte Muharebesi”, Çanakkale Savaşları Ansiklopedisi, Ed. Murat Karataş, İstanbul: Çanakkale Savaşları Enstitüsü Yayını (ISBN: 978-605-80897-7-8), 2023.
Buğra Terzi, “Birinci Kirte Muharebesi”, Çanakkale Savaşları Ansiklopedisi, Ed. Murat Karataş, Çanakkale Savaşları Enstitüsü Yayını (ISBN: 978-605-80897-7-8), İstanbul 2023.
• Maddenin Dijital Nüshasını pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
DOI: https://doi.org/10.5281/zenodo.13748432