AE2 DENİZALTISI
ALPER KARAŞİN
Avustralya kolonilerinin savunması uzun yıllar boyunca Birleşik Krallık tarafından sağlanmıştır. Ancak kolonilerin İngiltere ile imzaladığı deniz savunma antlaşmasının süresi 1901 yılında sona ermiştir. Aynı yıl, Avustralya kolonileri birleşerek Avustralya Milletler Topluluğu’nu kurmuşlardır. Bu gelişmeler, Avustralya’nın savunma stratejileri üzerine yeni tartışmaların doğmasına zemin hazırlamıştır.
1907 İmparatorluk Konferansı sonrasında, Avustralya kamuoyunda savunma politikaları özellikle alınacak savaş gemilerinin sayısı ve türleri bağlamında gündeme gelmiştir. Bu bağlamda, denizaltı alımı meselesi tartışmaların merkezinde yer almıştır. Avustralya Başbakanı Alfred Deakin, İngiliz Deniz Kuvvetleri’nden alınan görüşlere dayanarak, Avustralya donanmasının denizaltılarla takviye edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. 1910 yılı Ekim ayında, Avustralya ile İngiltere arasında denizaltı tedariki konusunda resmi yazışmalar başlamıştır. Bu yazışmalar sonucunda Avustralya Savunma Bakanlığı, Vickers şirketine iki adet “E” sınıfı denizaltı siparişi vermiştir. Ayrıca, Avustralya Hükûmeti tarafından söz konusu denizaltılara Avustralya’yı temsilen “A” harfinin verilmesine karar verilmiş ve denizaltılar AE1 ve AE2 olarak adlandırılmıştır.
Gövde uzunluğu yaklaşık 55 metre, genişliği 6,86 metre olan AE2, yüzeyde yaklaşık 750 ton, dalmış durumda ise 810 tona ulaşmaktaydı. Dönemin tipik dizel-elektrik tahrik sistemine sahip olan AE2 yüzeyde seyrederken iki adet 8 silindirli dizel motor aracılığıyla toplamda yaklaşık 1.600 beygir gücü üretmekteydi. Bu motorlar aynı zamanda bataryaları da şarj etmekteydi. Sualtı seyri sırasında ise iki adet 420 beygir gücündeki elektrik motoru kullanılmakta, bu yapı sayesinde denizaltı hem sessiz harekât yeteneği kazanmakta hem de enerji verimliliği sağlanmaktadır. Tahrik sisteminin sunduğu bu esneklik sayesinde AE2, su üstünde maksimum 15 knot, sualtında ise 10 knot hızlara ulaşabilmiştir. Yaklaşık 3.000 deniz mili menzile sahip olan denizaltı, bu sayede uzak görev bölgelerine intikal edebilmiş; sualtı menzili ise 65 deniz mili ile sınırlı kalmıştır. AE2 yalnızca torpidolarla teçhiz edilmiştir. Denizaltıda biri başta, biri kıçta ve ikisi gövdenin yanlarında olmak üzere toplam dört adet 18 inç (457 mm) çapında torpido tüpü yer almaktaydı. Her bir tüp için bir adet yedek torpido bulundurulmakta, toplam torpido kapasitesi sekiz taneydi. AE2’de herhangi bir yüzey topu veya makineli tüfek bulunmamaktaydı.
AE1 ve AE2 denizaltılarının mürettebatı, İngiliz Kraliyet Donanması ve Avustralya Kraliyet Donanması personelinden karma şekilde oluşturulmuştur. AE2’nin komutanlığına 7 Kasım 1913’te Henry Hugh Gordon Dacre Stoker atanmıştır. Aralık 1913’te tamamlanan AE2, 6 Şubat 1914’te mürettebatına teslim edilmiş; AE1 ile 2 Mart 1914’te İngiltere’den ayrılarak 24 Mayıs 1914’te Sidney’e ulaşmıştır. Bu süreçte yaklaşık 12.000 deniz mili kat edilerek o dönemin denizaltı seyrüsefer rekoru kırılmıştır.
Haziran 1914’te Avusturya-Macaristan Veliahtı Franz Ferdinand’ın suikasta uğraması, kısa sürede uluslararası gerginliği tırmandırmıştır. Temmuz ayında diplomatik trafik yoğunlaşırken, Avustralya da donanmasının İngiltere’nin emrine hazır olduğunu bildirmiştir. 4 Ağustos 1914’te İngiltere, sömürge ve dominyonlarıyla birlikte Almanya’ya savaş ilan etmiş; böylece Avustralya da fiilen savaşın tarafı olmuştur.
Savaşın başlamasıyla birlikte Avustralya Kraliyet Donanması’nın yönetimi İngiliz Amiralliğinin kontrolüne geçmiştir. İngiltere ile yapılan görüşmeler neticesinde, Avustralya’ya Almanya’nın Güney Pasifik kolonisi olan Yeni Gine’yi işgal etme görevi verilmiştir. Avustralya birlikleri bu görevi büyük bir direnişle karşılaşmadan yerine getirmiştir. Ancak bu süreçte, AE1 denizaltısı devriye görevi sırasında kaybolmuş ve Avustralya’nın denizaltı sayısı bire düşmüştür.
AE2 denizaltısı, Avustralya Seferi Kuvvetleri ile 31 Aralık 1914 tarihinde ülke kıyılarından ayrılmış ve 27 Ocak 1915’te Süveyş Kanalı’na ulaşmıştır. Bu süreçte AE2’ye Ege Denizi’nde toplanan İtilaf Donanması’na katılması yönünde emir verilmiş; 5 Şubat 1915’te Komodor Roger Keyes’in komutasındaki İngiliz ve Fransız denizaltı filosuna dâhil olmuştur. AE2’ye, Çanakkale Boğazı açıklarında Türk ve Alman gemilerinin Boğaz’dan çıkışını engellemek üzere devriye görevi verilmiştir. Ancak 10 Mart 1915’te sisli hava koşulları nedeniyle kayalıklara çarpan denizaltı, tamir amacıyla Malta’ya sevk edilmiştir. Aynı tarihlerde İtilaf kuvvetleri 18 Mart harekâtını başlatmış, ancak AE2 Malta’da bulunduğu için bu harekâta katılamamıştır.
14 Nisan 1915’te Limni Adası’nda Komodor Keyes başkanlığında yapılan toplantıda, Çanakkale Boğazı’nın denizaltı ile geçilip geçilemeyeceği konusu gündeme gelmiştir. E15 denizaltısı komutanı T. S. Brodie, AE2 Komutanı Stoker’dan esinlenerek hazırladığı plan çerçevesinde bu geçişin mümkün olduğunu belirtmiştir. Aynı sıralarda Malta’da onarımı sürdürülen AE2’ye, Boğaz geçişini kolaylaştıracak yeni ekipmanlar monte edilmiştir. 21 Nisan’da Limni’ye dönen AE2, 23 Nisan’da Amiral John De Robeck tarafından düzenlenen toplantıda Boğaz geçiş görevine resmen atanmıştır. Amiral, bu görevin yüksek risk içermekle birlikte büyük stratejik öneme sahip olduğunu, başarı hâlinde savaşın seyri üzerinde etkili olabileceğini ifade etmiştir.
24 Nisan sabahı AE2, ilk geçiş girişimini başlatmış; ancak dalış mekanizmasında meydana gelen teknik arıza nedeniyle üsse dönmek zorunda kalmıştır. Sorunun giderilmesinin ardından Amiral De Robeck, Komutan Stoker’a ertesi gün tekrar deneme yapılmasını emretmiştir. 25 Nisan sabahı saat 03.00’te ikinci denemeye başlayan AE2, Kepez bölgesine kadar yüzeyden ilerlemiş; fark edilince dalışa geçmiş ve 70 fit derinliğe inerek mayın hatlarını aşmıştır. Zaman zaman periskopla gözlem yapılması, Türk gözetleme noktaları tarafından tespit edilmesine ve ateş altına alınmasına neden olmuştur. Bu gelişmenin ardından Türk donanmasına bağlı gambot ve muhriplere AE2’yi yakalama görevi verilmiştir.
Marmara Denizi’ne ulaşan AE2, İtilaf Donanması’na başarıyla geçiş yaptığını bildiren mesajlar göndermiş; ancak bu mesajlara herhangi bir yanıt alınamamıştır. Alıcı-verici cihazlarında sorun olup olmadığı kontrol edilmiş; fakat herhangi bir arıza tespit edilememiştir. Telgrafçı William Falconer, iletişim kurma çabalarını sürdürmüştür. Yıllar sonra Komutan Stoker, Komodor Keyes’ten mesajların Queen Elizabeth zırhlısında düzenlenen bir toplantı sırasında ulaştığını öğrenmiştir.
AE2’nin gerçekleştirdiği saldırı girişimleri başarısız olmuştur. Başarısız girişimlerden sonra AE2 kumandanı Stoker İstanbul’a yönelik bir saldırı planı hazırlamıştır. İstanbul’a doğru ilerlerken boğazı yeni geçmiş E14 denizaltısı ile karşılaşmıştır. İki kumandan arasında geçen kısa bir konuşmadan sonra E14’ün Kumandanı Boyle bu tür bir saldırının ancak üst makamdan alınacak emirle yapılabileceğini ifade etmiştir. Denizaltılar ertesi gün aynı yerde buluşmak üzere ayrılmıştır. AE2, 30 Nisan sabahı buluşma noktasına geldiğinde E14’ü bulamamıştır. Bu esnada, AE2’ye doğru yaklaşan bir torpidobot tespit edilmiştir. Bu torpidobot, Kaptan Rıza Bey komutasındaki Sultanhisar’dır.
Kumandan Stoker denizaltının görülmemesi için su altına dalış emri vermiştir. AE2 dalışa geçmiş; ancak manevra sorunları nedeniyle yüzeye çıkmak zorunda kalmıştır. Bu süreçte Sultanhisar, AE2’ye torpido saldırısı gerçekleştirmiştir. Sultanhisar’ın torpidoları bitince Kaptan Rıza Bey denizaltıyı batırmak için mahmuzlama taktiğini kullanmaya karar vermiş ve gerekli hazırlıklar yapılmıştır. AE2 manevra sorunları nedeniyle tekrar yüzeye çıktığında Sultanhisar, denizaltının makine dairesine çarparak burada bir patlamaya neden olmuştur. Artık AE2, tekrar dalış yapamayacak şekilde hasar almıştır. Komutan Stoker, denizaltının Türk kuvvetlerinin eline geçmesini önlemek amacıyla batırılması emrini vermiştir. Denizaltı personeli denize atlamış, batırma prosedürleri tamamlandıktan sonra Komutan Stoker da denizaltıdan ayrılmıştır. Mürettebat, üçü subay olmak üzere otuz iki kişiden oluşmaktaydı. Tüm mürettebat Sultanhisar tarafından esir alınmış; önce Gelibolu’ya, ardından İstanbul’a sevk edilmiştir.
1 Mayıs 1915 tarihinde Osmanlı Genel Karargâhı, AE2’nin batırıldığını ve mürettebatın esir alındığını ilan eden resmî tebliği yayımlamıştır. İngiliz makamları da bu bilgiyi takip eden günlerde teyit etmiştir.
1995 yılından itibaren AE2 batığını tespit etmeye yönelik çalışmalar Rahmi Koç Müzesi tarafından yürütülmüş; 1998 yılı Haziran ayında batığın Marmara Denizi’nde, Karabiga açıklarında, Karaburun’un 4 mil kuzeyinde ve 72 metre derinlikte konumlandığı belirlenmiştir.
Kaynakça
A.E.2 Denizaltı Gemisini Marmara’da Nasıl Batırdım. Yazan Bahadır Dülger. Anlatan Rıza Bey Kaptan. İstanbul: Akca Basımevi, 1947.
Birinci Dünya Harbinde Türk Harbi VIII nci Cilt Deniz Harekâtı. Ankara: Genelkurmay Basımevi, 1976.
Brenchley, Fred ve Elizabeth Brenchley. Stoker’ın Denizaltısı. Çev. Pervin Yanıkkaya, İstanbul: Ayhan Matbaası, 2003.
Edwards, Kenneth. We Dive at Dawn. Chicago: Reilly & Lee Company, 1941.
Karaşin, Alper. “Avustralya Kraliyet Donanmasının Kurulması ve AE2 Denizaltısının Çanakkale Serüveni”. Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi. 2022, Sayı:44; 85-116.
Marmara’da Denizaltı Avı Sultanhisar ve Stoker’ın Denizaltısı AE2. Haz. Nurcan Bal. İstanbul: Deniz Basımevi Müdürlüğü, 2006.
Rudenno, Victor. Gallipoli Attack From the Sea. London: Yale University Press, 2008.
Stoker, H. G. Straws in the Wind. London: Herbert Jenkins Limited, 1925.
White, Micheal. Australian Submarines a History Vol.I. St Kilda West: Australian Teachers of Media, 2015.
Atıf
Karaşin, Alper. “AE2 Denizaltısı”, Çanakkale Savaşları Ansiklopedisi, Ed. Murat Karataş, İstanbul: Çanakkale Savaşları Enstitüsü Yayını (ISBN: 978-605-80897-7-8), 2025.
Alper Karaşin, “AE2 Denizaltısı”, Çanakkale Savaşları Ansiklopedisi, Ed. Murat Karataş, Çanakkale Savaşları Enstitüsü Yayını (ISBN: 978-605-80897-7-8), İstanbul 2025.
