ŞİRKET-İ HAYRİYE
Murat KORALTÜRK
Şirket-i Hayriye, İstanbul ve Boğaziçi iskeleleri arasında buharlı gemilerle yolcu ve yük taşımacılığı yapmak üzere 1850’de kurulmuştur. Osmanlı İmparatorluğu’nda yerli sermayeyle kurulan ilk anonim şirket olan Şirket-i Hayriye, hükümetçe satın alındığı 1945 yılına kadar faaliyet göstermiştir. Devlet ileri gelenleri ve İstanbul halkının zengin kesiminin sayfiyelerinden biri olan Boğaziçi, Şirket-i Hayriye ile düzenli taşımacılığın başlamasına da bağlı olarak şehrin bir parçası haline gelmiştir.
Şehir içi toplu taşıma hizmeti veren bir kuruluş olarak Şirket-i Hayriye’nin filosunda yer alan gemilerin en büyüğü yaklaşık altı yüz grostonluktur. En uzunlarının boyu ancak 50 metreyi bulan gemilerin çoğunun yolcu taşıma kapasitesi 1.000 kişinin altında olup, yalnızca bir geminin yolcu taşıma kapasitesi 2.000 kişiden oluşmaktadır. Hiçbirinin derinliği dört metreden fazla olmayan bu gemiler, Boğaziçi’nin akıntı, rüzgâr ve diğer hava koşullarına göre tasarlanmış, yani açık deniz seyrine elverişli olmayan narin deniz taşıtlarıdır. Bu özelliklerinden dolayı askerî amaçlı yolcu ve yük taşımacılığı için pek de uygun değillerdir. Ancak Osmanlı Devleti’nin deniz yolundan lojistik imkânlarının çok kısıtlı olması nedeniyle Şirket-i Hayriye gemilerinden çeşitli savaşlarda asker, yaralı, silah, mühimmat, erzak ve kömür taşınmasında yararlanılmıştır. Bu bağlamda Şirket-i Hayriye gemileri, ilk kez 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında İşkodra Gölü’nde asker ve mühimmat sevk ve naklinde kullanılmıştır.
Şirket-i Hayriye gemilerinin savaş sırasında kullanımının temel dayanağını 22 Aralık 1888’de Şirket-i Hayriye ile Osmanlı hükümeti arasında yapılan mukavelenamenin 14’üncü maddesi oluşturmuştur. Bu maddeye göre devlet, Şirket-i Hayriye’nin gemilerini Boğaziçi’nde yolcu ve yük taşımacılığı işini sekteye uğratmamak şartıyla asker ve mühimmat taşınması için kiralanabilecektir. Bu süreçte onarım giderleri ve bir kaza meydana gelmesi halinde zararın tazmini devlete aittir. Aynı tarihi taşıyan Şirket-i Hayriye Şartnamesinin 56, 57 ve 58’inci maddelerinde ise İstanbul’un iki yakası arasında yani Üsküdar, Beşiktaş, Kabataş, Harem ve Salacak iskeleleri arasında asker, top, süvari hayvanı taşınmasının koşul ve fiyatları belirlenmiştir.
1911-1912 Türk-İtalyan Savaşı’nda (Trablusgarp Savaşı), Şirket-i Hayriye’nin iki araba vapurundan biri olan 26 baca numaralı Suhulet, torpido ile donatılarak asker ve mühimmat taşımak üzere Çanakkale’ye gönderilmiştir. Bu gemiden süvari ve topçu birliklerinin taşınmasında da yararlanılmıştır. 1912-1913 Balkan Savaşlarında da Osmanlı Seyr-i Sefâin İdâresi, Haliç Vapurları Şirketi’nin yanı sıra Şirket-i Hayriye’nin de gemileri askerî amaçlı taşımacılıkta kullanılmıştır. Bulgar birliklerinin Çatalca’ya kadar uzanan ilerleyişi karşısında 26, 33, 37, 38, 40, 41, 42, 46, 60, 61, 62, 64, 66, 67, 68, 69 ve 70 baca numaralı Şirket-i Hayriye gemilerinden İzmit, Tekirdağ, Ayastefanos (Yeşilköy), Çanakkale, Gelibolu ve Karamürsel arasında yapılan askerî sevkiyatta yararlanılmıştır. 34, 41 ve 45 baca numaralı gemiler ise yaralıların taşınmasında kullanılmıştır. Savaş süresince Şirket-i Hayriye gemileriyle 150.000 asker ve 50.000 yük hayvanı nakledilmiştir.
1914-1918 Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı ordusunun yeterli sayı ve kapasitede askerî taşımaya uygun gemilere sahip olmaması ve kabotaj hakkının kullanılmamasından dolayı Osmanlı bandralı ticaret filosu yetersiz kalmıştır. Bu nedenle Osmanlı Seyr-i Sefâin İdâresinin yolcu ve yük taşımaya uygun gemilerinin yanı sıra yolcu kapasitesi oldukça sınırlı olan ve açık deniz seyrine elverişli olmayıp, mürettebatının da savaş deneyimi bulunmayan Şirket-i Hayriye ile Haliç Vapurları Şirketi’ne ait gemilerden yararlanılmıştır.
Osmanlı Devleti’nin savaşa girmesinden kısa bir süre sonra Harbiye Nezâreti Levâzımât-ı Umûmîye Dâiresi ve Şirket-i Hayriye arasında Şirket-i Hayriye gemilerinin kiralanması koşullarını içeren iki mukavelename imzalanmıştır. Bu mukavelenamelerden yolcu gemilerinin kira koşulları ile ilgili olana göre askerî taşımaya tahsis edilen gemiler için çalışma süresi 24 saat olarak belirlenmiştir. Bu gemilerden çift pervaneli olanlar için günlük 35, yandan çarklı olan gemiler ile 59 baca numaralı Kamer, 60 baca numaralı Rağbet gemilerine otuzar, 47 baca numaralı Tarz-ı nevin, 48 baca numaralı Dilnişin, 51 baca numaralı Süreyya, 52 baca numaralı Şihap için on altışar lira verileceği, bu gemilerin altışar saat çalıştırılmaları halinde günlük ücretin dörtte birinin verileceği ifade edilmiştir. Gemilerin faaliyet süreleri İstanbul Limanı’ndan ayrılmalarıyla başlayacak ve limana geri dönüşleriyle sona erecektir. Bakırköy ve Ayastefanos dahil olmak üzere İstanbul Limanı içinde çalıştırılmak amacıyla bekletilmeleri halinde her altı saat için bir lira yirmi beş kuruş ödeneceği, liman içinde Ayastefanos, Kavaklar ve İzmit bölgesinde yapılacak seferler için 1911 yılındaki tarifesinden yüzde otuz oranında indirimli ödeme yapılacağı ve askerî taşıma sırasında kömür, maaş ve diğer giderlerin şirkete ait olacağı belirtilmiştir.
Araba vapurlarının askerî taşıma amacıyla kullanımına ilişkin mukavelenameye göre ise Boğaziçi, Marmara sahilleri ve Çanakkale’de kullanılacak araba vapurlarının kirasının işledikleri zaman günlük 20 lira, işlemedikleri günler için 10 lira olacağı, çalışma süresinin 12 saatin altına düşmesi halinde yarım yevmiye, 12 saatin üzerinde çalışmaları halinde tam yevmiye verileceği, gemilerin limandan hareket etmeleri ile çalışma sürelerinin başlayacağı ve limana dönüşleriyle bu sürenin sona ereceği ifade edilmiştir. Araba vapurlarının bütün giderleri şirkete aittir. Ayastefanos ile Kavaklar arasında ve İzmit bölgesine yapılacak özel seferler için 1911 yılı tarifesindeki fiyat üzerinden yüzde otuz oranında indirim yapılması da kabul edilmiştir.
Savaş nedeniyle dış ticaretin sekteye uğraması, özellikle İstanbul’da baş gösteren iaşe sorunu karşısında Şirket-i Hayriye gemileriyle İstanbul Şehremâneti için İstanbul ile Köstence ve Varna arasında un ve erzak taşınmıştır. Kömür ithalinin mümkün olmaması nedeniyle yokluğun yaşandığı ve zaman zaman gemi seferlerinin durma noktasına geldiği bu dönemde, mayın tehlikesi ve Rus donanmasına ait gemilerin saldırılarına maruz kalma pahasına yolcu salonları sökülerek ambar haline getirilen Şirket-i Hayriye gemileriyle Zonguldak Kömür Havzası’ndan İstanbul’a kömür nakledilmiştir.
Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin kaderini belirlemesinde ve savaşın gidişatında büyük rol oynaması nedeniyle stratejik açıdan hassas yerler olan Çanakkale ve İstanbul Boğazlarının savunulması önemli olmuştur. Özellikle İtilaf Devletleri donanmasının taarruzu karşısında Çanakkale Boğazı’nın oynadığı kilit rol, Çanakkale Cephesi’ni ayakta tutmak için hayatî öneme sahiptir. Bu amaçla birliklerin asker, silah, mühimmat, erzak, ilaç ihtiyacının zamanında ve gerektiği miktarda ikmali; hasta ve yaralıların nakli sebebiyle lojistik imkânların ve faaliyetlerin önemi artmıştır. Ancak İstanbul’dan Çanakkale Cephesi’ne uzanan karayolları ulaşıma elverişli değildir. Demiryolu hattı üzerinde ise cepheye en yakın nokta Uzunköprü olup, buradan sonra da cepheye ulaşmak için elverişli karayolu bulunmamaktadır. Bu nedenle Çanakkale cephesinin ikmali için denizyolu ulaşımının önemi artmıştır.
Çanakkale cephesine denizden uzanan lojistik hattının başlangıç noktası İstanbul Limanı olmuştur. Çanakkale’de bulunan Akbaş Limanı ise ikmal için kullanılan önemli bir limandır. Genellikle Anadolu’dan karşılanan erzak, tahıl ve canlı hayvanlar Karabiga-Bandırma-Mudanya hattını izlenerek deniz yolundan cepheye nakledilmiştir. Birinci Dünya Savaşı sırasında erzak ve kömür nakli yanı sıra askerî taşımada da kullanılan Şirket-i Hayriye gemileri Anadolu’dan gelen birliklerin İstanbul’un iki yakası arasında taşınmasında ve özellikle Çanakkale cephesinin ikmal hattında da önemli rol oynamıştır.
Bu gemilerin daha fazla insan ve yük taşıyabilmesi için bazılarının yolcu salonlarında yer alan koltuk ve sıralar kaldırıldığı gibi askerî amaçlı seferlerde gemi mürettebatına da Osmanlı bahriyesinden subaylar katılmıştır. Bu bağlamda dört ay içerisinde sekiz tümen, denizyolundan Çanakkale’ye sevk edilmiştir. 23-25 Şubat 1915’te 19’uncu Tümen Tekirdağ’dan Eceabat’a, 31 Mart 1915’te 3’üncü Tümen İstanbul’dan Çanakkale’ye, 26-27 Nisan 1915’te 5’inci ve 7’nci Tümen Şarköy’den Eceabat’a, 27 Nisan-3 Mayıs 1915’te 4’üncü ve 15’inci Tümen İstanbul’dan Çanakkale’ye, 12 Mayıs 1915’te 12’nci Tümen Derince’den Çanakkale’ye ve 16 Mayıs 1915’te ise 2’nci Tümen İstanbul’dan Çanakkale’ye nakledilmiştir.
Bu büyük harekât sırasında Şirket-i Hayriye’den kiralanan 21 adet gemi yani 37 baca numaralı İhsan, 38 baca numaralı Şükran, 39 baca numaralı Neveser, 40 baca numaralı Rehber, 43 baca numaralı İkdam, 44 baca numaralı İntizam, 45 baca numaralı Resan, 46 baca numaralı Rüçhan, 47 baca numaralı Tarz-ı nevin, 48 baca numaralı Dilnişin, 51 baca numaralı Süreyya, 52 baca numaralı Şihap, 53 baca numaralı İnşirah, 54 baca numaralı İmbisat, 55 baca numaralı Bebek, 56 baca numaralı Göksu, 57 baca numaralı Tarabya, 58 baca numaralı Nimet, 61 baca numaralı Sultaniye, 62 baca numaralı Hünkâr İskelesi ve 63 baca numaralı Sütlüce gemileriyle İstanbul Limanı’nda; İstanbul ve Çanakkale başta olmak üzere Bandırma, Karabiga, Lapseki, Akbaş, Kilya, Gelibolu, Şarköy, Mürefte, Tekirdağ, Soğanlıdere, Morto Limanı arasında asker, mühimmat, erzak, hasta ve yaralı taşınmıştır.
Birinci Dünya Savaşı’nda Şirket-i Hayriye gemilerinden askerî taşıma yanı sıra Osmanlı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti hizmetinde hasta ve yaralı taşıma amacıyla da yararlanılmıştır. Çanakkale Savaşları sırasında şirketin 38 baca numaralı Şükran, 39 baca numaralı Neveser, 40 baca numaralı Rehber, 41 baca numaralı Metanet, 43 baca numaralı İkdam, 44 baca numaralı İntizam, 45 baca numaralı Resan, 60 baca numaralı Rağbet, 61 baca numaralı Sultaniye, 62 baca numaralı Hünkâr İskelesi, 63 baca numaralı Sütlüce, 66 baca numaralı Boğaziçi, 67 baca numaralı Kalender ve 68 baca numaralı Güzelhisar gemileri, Çanakkale Cephesiyle İstanbul ve Marmara Denizi kıyılarında kurulu olan Çanakkale, Çamburnu, Ağadere, Ilgardere, Galata Köyü Salgın Hastalıklar Hastanesi; Akbaş Hasta Taşıma Merkezi; Lapseki Nekahathanesi; Gelibolu, Çardak, Şarköy, Karabiga, Erdek Nekahathaneleri; Mürefte, Ekinlik Frengi Tedavi Merkezi; Tekfurdağı Nekahathanesi ve Tuzla Taaffüshanesi arasında hasta ve yaralı taşımıştır. Gemilerde hasta ve yararlılara çay, gevrek, süt, ayran ve sigara gibi ikramlarda bulunulmuştur.
Çanakkale’yi aşmak için cepheye desteği kesmenin öneminin farkında olan İtilaf Devletleri, su üstü unsurlarla yani savaş gemileriyle Çanakkale’yi geçemeseler de su altı unsurlarla yani denizaltılarla Marmara Denizi’ne geçmeyi başarmış ve bu çok önemli lojistik hattına büyük zararlar vermek için çaba sarf etmiştir.
İtilaf Devletleri donanmasına ait savaş gemileri, denizaltıları ve uçaklarının tehdidi altında faaliyet gösteren Şirket-i Hayriye gemilerinin bazıları çeşitli tehlikelerle karşılaşarak hasar almış, bazıları da batmıştır. Örneğin Sirkeci’den erzak ve ekmek yükleyip yola çıkan 62 baca numaralı Hünkâr İskelesi gemisi, Tekirdağ iskelesinde geldiği 24 Mayıs 1915’te bir İngiliz E-11 denizaltısının torpilli saldırısı sonucu ağır hasar alarak kullanılamaz hale gelmiştir.
Marmara Denizi’nde faaliyetlerine devam eden aynı İngiliz denizaltısı, 5 Kasım 1915 Çanakkale’den Bandırma’ya doğru yol alan 40 baca numaralı Rehber’e saldırmıştır. Gemi mürettebatından Makinist Osman Usta, ateşçi Haşim ve Ateşçi Hacı İbrahim hayatını kaybetmiştir. Mürettebattan hayatta kalan beş kişi; Kaptan Naim Efendi, üç gemici ve ikinci çarkçı filika ile kıyıya çıktığında Rehber’i torpilleyen denizaltı gemisine alınmıştır. Bunlardan ateşçi Hacı İbrahim düşman denizaltısında tedavi edilirken hayatını kaybetmiş ve naaşı denize atılmıştır. Diğerleri ise 24 saat denizaltı gemisinde kaldıktan sonra bir sandalla Erdek’e çıkartılmıştır.
Şirket-i Hayriye’nin taşıma kapasitesi oldukça kısıtlı gemileriyle Çanakkale cephesinde büyük yararlılık gösterdiği anlaşılmaktadır. Örneğin bu gemilerden 70 baca numaralı Ziya 2-18 Haziran 1915 tarihleri arasında Alman Kızılhaç gemilerine ve hastane gemisi haline getirilen Şirket-i Hayriye’nin 61 baca numaralı Sultaniye gemisi 10.000’e yakın yaralı taşımıştır. 62 baca numaralı Hünkâr İskelesi’nin torpillenmesinden sonra ise Osmanlı Hilâl-i Ahmer Cemîyeti hizmetine girip 20 Haziran-18 Aralık 1915 tarihleri arasında Marmara Denizi kıyılarında bulunan çeşitli iskeleler arasında 53 sefer yaparak 25.000 hasta ve yaralı nakletmiştir.
Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı’na girdiği sırada Şirket-i Hayriye’nin filosunda 39 parça gemi bulunmaktadır. Savaş sırasında aralarında Çanakkale cephesini lojistik olarak desteklemek amacıyla kullanılan gemilerin de bulunduğu toplam 13 Şirket-i Hayriye gemisi batmış veya kullanılamaz hale gelmiştir. Bunlardan 10 geminin bedeli Tedârik-i Vesâit-i Naklîye Komisyonu tarafından belirlenmiştir. Buna göre 38 baca numaralı Şükran için 12.500, 40 baca numaralı Rehber için 8.000, 43 baca numaralı İkdam için 12.700, 44 baca numaralı İntizam için 12.700, 45 baca numaralı Resan için 12.500, 46 baca numaralı Rüçhan için 12.500, 49 baca numaralı Hale için 21.280, 50 baca numaralı Seyyale için 71.280, 61 baca numaralı Sultaniye için 19.500, 62 baca numaralı Hünkâr İskelesi için 13.000 olmak üzere toplam 245.960 Osmanlı lirası kıymet bedeli belirlenmiş ve bu tutarın çoğu Şirket-i Hayriye’ye ödenmiştir.
Karayolu ulaşımının yetersiz olması nedeniyle daha önemli hale gelen deniz yolu nakliyatı, Şirket-i Hayriye gemilerinin de bulunduğu sivil gemilerle desteklenmiştir. Denizaltı saldırılarına karşı konvoy usulüyle sevkiyatın sürmesi ve bu önlemlere rağmen yaşanan kayıplar, Çanakkale Cephesini ayakta tutmuş ve kara harekatının Osmanlı Devleti lehine sonuçlanmasını mümkün kılmıştır.
Kaynakça
Akyıldız, Ali. Osmanlıda Ulaşımın Modernleşmesi. İstanbul: Timaş Yayınları, 2019.
Asal, Rıza Lebip. Deniz Ortasında Ölümü Yenen Adamlar. İstanbul: Kervan Kitapçılık, 1976.
Atabey, Figen. “Çanakkale Muharebeleri Süresince Marmara’da Deniz Nakliyatı”. Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi. 2009, sayı: 73; 181-207.
Atabey, Figen. Çanakkale Muharebelerinin Deniz Cephesi. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 2014.
Bayıl, Yüksel. “1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nın İkmal ve İaşesi.” (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Fırat Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Elâzığ 2012.
Bayıl, Yüksel. “1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Osmanlı Ordusunun İkmal ve İaşesi”. H i s t o r y S t u d i e s. 2013, cilt: 5; sayı: 1; 17-38.
Boğaziçi, Şirket-i Hayriye, Tarihçe, Salnâme, İstanbul: Ahmet İhsan ve Şürekası Matbaa-i Osmani Şirketi, 1914.
Çapa, Mesut. Kızılay [Hilâl-i Ahmer] Cemiyeti (1914-1925). Ankara: Türkiye Kızılay Derneği Yayınları, 2010.
Çeloğlu, Yavuz Selim. “Çanakkale Cephesi’nde Ordu İkmal Hizmetleri Açısından Denizyolu Ulaşımı”. Akademik Matbuat. 2018, cilt: 2; sayı: 2; 49-74.
Çevik, Mehmet ve Yavuz Selim Çeloğlu. “Çanakkale Cephesi’nde Türk Ordusunun İaşe ve İkmal Faaliyetleri”. Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı. 2015, sayı: 18; 299-347.
Durgun, Bülent. “Ülke Savunmasında Deniz Yolu Ulaşımının Önemine Bir Örnek: Balkan Harbi’nde Osmanlı İmparatorluğu’nun Deniz Yolu Ulaştırması”. Güvenlik Stratejileri. 2011, sayı: 14; 143-167.
Durgun, Bülent. “Italıan Spark on Balkan Arsenal: Italıan-Turkish War (1911-1912)”. Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi. 2014, sayı: 28; 127-148.
Durgun, Bülent. “Sefer Planlarında ve Balkan Harbi’nde Osmanlı Ordusunda Menzil Teşkilatı”. Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi. 2014, sayı: 29; 57-96.
Durgun, Bülent. Balkan Harbi’nde Osmanlı Ordusu’nun Ulaştırma Faaliyetleri 1912-1913. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2018.
Esenkaya, Ahmet. “Çanakkale Cephesi’nde İdari Faaliyetler ve Lojistik Hizmetleri”. Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı. 2014, sayı: 17; 45-83.
Harb-i Umumi ve Şirket-i Hayriye 1330-1334. Harb Esnasında Şirket-i Hayriye’nin Muamelâtı Umumiyesini ve İfa Eylediği Hidemat-ı Vatanperveraneyi Musavver ve Bazı Mülahazat-ı İktisadiyeyi Havidir. İstanbul: Bahriye Matbaası, 1921.
İşler, Tuba. “Birinci Dünya Savaşı Sırasında Hilal-i Ahmer Cemiyeti’nin Çanakkale Cephesi’ndeki Faaliyetleri.” (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Afyon Kocatepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Afyonkarahisar 2017.
Kızıldemir, M. Orhan. Şirket-i Hayriye İdaresi. İstanbul: Türkiye Denizciler Sendikası Yayınları, 1992.
Koç, Kemal. “I. Dünya Savaşı’nda Çanakkale Boğazı ve Marmara’da Denizaltı Muharebeleri.” (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 2012.
Koraltürk, Murat. Şirket-i Hayriye (1851-1945). İstanbul: İstanbul Deniz Otobüsleri Yayınları, 2007.
Ocakaçan, Levent Kaya. “Birinci Dünya Savaşı’nda Şirket-i Hayriye.” (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 2009.
Şahin, Mustafa. “Çanakkale Cephesi’nde Türk Ordusunun Menzil Teşkilatı ve Askerî Ulaştırma Hizmetleri”. Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı. 2015, sayı: 18; 271-297.
Tunaboylu, İskender. “Çanakkale Cephesinde Donanma Desteği”. Studies of The Ottoman Domain. 2015, sayı: 8; 21-47.
Tutel, Eser. Şirket-i Hayriye. İstanbul: İletişim Yayınları, 1994.
Atıf
Koraltürk, Murat. “Şirket-i Hayriye”, Çanakkale Savaşları Ansiklopedisi, Ed. Murat Karataş, İstanbul: Çanakkale Savaşları Enstitüsü Yayını (ISBN: 978-605-80897-7-8), 2022.
Murat Koraltürk, “Şirket-i Hayriye”, Çanakkale Savaşları Ansiklopedisi, Ed. Murat Karataş, Çanakkale Savaşları Enstitüsü Yayını (ISBN: 978-605-80897-7-8), İstanbul 2022.
• Maddenin Dijital Nüshasını pdf dosyası olarak indirmek için tıklayınız.
DOI: https://doi.org/10.5281/zenodo.13741611